Köpeklerde Hipofiz Bezi Bozuklukları
15.03.2022 Veteriner Hekim Tuğba Dağdelen
Hipofiz bezi, beyinde bulunan ve bezelye tanesinden daha küçük olan bir organdır. Beynin orta alt kısmında bulunur. Hipofiz bezi vücuttaki diğer birçok organda kullanılan hormonların üretilmesinden sorumludur. Bu hormonlar, stres hormonlarının üretilmesinden sorumlu olan böbrek üstü bezlerini, tiroid hormonunun üretilmesinden sorumlu olan tiroid bezini ve vücutta kalsiyum düzenlemesi yapan paratiroid bezlerini düzenler. Hipofiz bezi bunların dışında pankreas ve diğer dokuları da etkiler. Vücuttaki hormon sistemini oluşturan diğer tüm bezleri ve organları düzenlediği için ana bez olarak kabul edilmektedir. Vücudun birçok organını etkilediği için de farklı rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Köpeklerde hipofiz bezi bozuklarının bazıları nadiren görülmektedir. Bazı rahatsızlıklar ise oldukça ciddi problemlere yol açabilmektedir. Bu yazımızda köpeklerde hipofiz bezi bozukluklarına bağlı meydana gelen problemleri ele alacağız.
Cushing Sendromu
Hiperadrenokortisizm olarak da bilinen Cushing sendromu, vücutta çok fazla kortizol olmasıyla ortaya çıkar. Cushing sendromu canlılar arasında en sık köpeklerde görülür. Özellikle Toy Poodle, Dachshund, Boxer, Boston Terrier ve av köpeklerinde görülme riski daha yüksektir. Cushing sendromu olan köpeklerde sendromun yaygın nedeni %85 - 90 oranında hipofiz bezi tümörüdür. Kalan %10 - 15’lik dilimde ise böbreküstü bezlerinde meydana gelen tümörler neden olarak görülür. Bu rahatsızlık genellikle orta yaşta ve yaşlı köpeklerde görülür. En sık görülen belirtileri arasında aşırı su içme, sık idrara çıkma, iştah artışı, yorgunluk, kilo alma, obezite, cildin incelmesi ve tüy kaybı yer alır. Nadiren de olsa kalsinozis kütis meydana gelir. Kalsinozis kütis, karın bölgesinde minerallerin depolanması ile ciltte küçük ve sert noktalar oluşmasına neden olan bir rahatsızlıktır.
Cushing sendromu tanısını koymak oldukça zordur. Çünkü laboratuvar testleri sonuçsuz ya da yanlış pozitif sonuç verebilmektedir. Bu nedenle Cushing sendromu köpek için zorlu bir rahatsızlıktır.Köpeklerde bulunan başka rahatsızlıklar Cushing sendromu testinin pozitif çıkmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle veteriner hekimler köpeklerde Cushing sendromu şüphesine sahip olduklarında rutin kan ve idrar testleri uygularlar. Testlerin sonuçsuz çıkması ya da belirtilerin bir anda ortadan kalkması durumunda bu testleri 3 - 6 ay boyunca tekrar tekrar yapılabilmektedir. Hastalığın tanısı konduğunda ise genellikle rahatsızlığa hipofiz bezindeki tümörün mü yoksa böbreküstü bezlerde meydana gelen tümörün mü neden olduğu araştırılır. Bunun için röntgen, ultrason, bilgisayarlı tomografi ya da MR gibi gelişmiş görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmaktadır.
Cushing sendromu mitotan ile tedavi edilmektedir. Bu ilaç böbreküstü bezlerinin salgıladığı kortizol miktarını düşürür. Bu süreçte köpeğin düzenli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Kortizol seviyeleri aşırı düştüğünde iştah kaybı, kusma ve ishal gibi belirtiler ortaya çıkar. Genellikle mitotan tedavisi boyunca her 3 - 4 ayda bir kortizol seviyelerini kontrol etmek için kan tahlili yapılır. Mitotan dozu yavaş yavaş düşürülerek hastalık kontrol altına alınmaktadır. Mitotanın yan etkileri arasında kusma, iştah kaybı, koordinasyon kaybı, zayıflık, nöbet geçirme ve kan şekerinde düşme gibi belirtiler yer alır. Bu yan etkilerin bazıları günlük dozun 8 - 12 saat aralıklarla iki parça şeklinde verilmesi ile beraber ortadan kalmaktadır. Köpeklerde hipofiz bezi tümörü her zaman Cushing sendromuna yol açmamaktadır. Böbreküstü bezlerde meydana gelen tümör nedeniyle ortaya çıkan Cushing sendromunda ise ilaç tedavisi etkili değildir. Bu durumda genellikle cerrahi müdahale gerekmektedir.
Erişkin Dönem Başlangıçlı Panhipopituitarizm
Panhipopituitarizm, hipofiz bezi ve etrafında yer alan hipotalamus gibi dokuların sıkışması ya da hasar görmesi ile ortaya çıkar. Bu hasar sonucunda ön hipofiz hormonlarının önemli bir kısmı yetersiz derecede salgılanır ya da hiç salgılanmaz. Bu nedenle hormon üreten diğer bezler de bozularak çeşitli belirtilerin görülmesine yol açar.
İnaktif hipofiz bezi tümörleri genellikle yaşlı köpeklerde görülür. Ayrıca tüm köpek cinsleri bu sorundan aynı oranda etkilenir. Hipofiz dokusunda iltihaba ya da yaralanmaya neden olan diğer durumlar da panhipopituitarizm olarak değerlendirilir.
Panhipopituitarizm olan köpekler genellikle daha depresif bir ruh haline bürünür. Ek olarak koordinasyon kaybı, egzersizde aşırı yorulma ve kilo kaybı da görülen belirtiler arasında yer alır. Nadiren davranışlarda değişiklik meydana gelir. Köpeklerde görülen davranış değişiklikleri insanlara tepki vermeme ve saklanma ihtiyacı duyma şeklinde ortaya çıkar. Hastalık kronik olduğunda büyüyen hipofiz bezi tümörünün optik sinirlere baskı yapması nedeniyle körlük gelişebilmektedir. Panhipopituitarizm gelişen köpekler daha çok su içmeye başlar ancak buna rağmen dehidrasyona uğrayabilirler. Ayrıca çok su tüketimi nedeniyle çok sık idrara çıkarlar.
Pasif hipofiz tümörleri belirtilere ya da ölüme sebep olmadan önce ciddi miktarda büyüyebilmektedir. Tüm hipotalamus tümörün altında kalabilir. Ayrıca testlerin normal çıkmasına rağmen tiroid, böbreküstü bezleri ya da yumurtalıklara yayılabilmektedir. Radyasyon ışını tedavisi büyük hipofiz bezi tümörüne sahip olan köpeklerde etkili bir tedavi yöntemidir. Bu şekilde tümörün küçülmesi sağlanabilmektedir. Ancak tümörün aşırı büyüdüğü ve belirtilerin şiddetli olduğu köpeklerde tedavi şansı düşüktür.
Ergenlik Başlangıçlı Panhipopituitarizm
Ergenlik döneminde meydana gelen panhipopituitarizm, büyüme hormonu yetersizliği olarak da bilinir. Tümör nedeniyle hipofiz bezinin ön kısmı yeterince gelişmez. Bu da hormon üreten diğer bezlerin etkilenmesine neden olur ve sonuç olarak bazı belirtiler ortaya çıkar. Ergenlik döneminde yetersiz büyüme hormonu nedeniyle meydana gelen cücelik bunlardan bir tanesidir. Köpeklerde hipofiz bezi tümörü kaynaklı cücelik Alman çoban köpeklerinde sık görülür. Bununla beraber Spitz, Minyatür Pinscher ve Karelya Ayı köpeklerinde de cüceliğe sıkça rastlanır.
Cüce yavrular yaklaşık 2 aylık olana kadar kardeşleri ile aynı boyuttadır. Ancak sonrasında büyümeleri yavaşlar. Ek olarak yavruluk tüyleri de kalır. Yetişkin köpeklerde bulunan koruyucu üst tüy tabakası cüce yavrularda gelişmez. Zamanla vücudun her iki tarafında da tüy kaybı başlar. Genellikle kafa ve bacak bölgesi dışında kalan tüm bölgelerde bulunan tüyler dökülür. Benzer bir şekilde yetişkinlik dişleri de çıkmaz ya da çok geç çıkar. Erkek köpeklerde testisler ve penis çok küçük kalır. Dişi köpeklerde ise kızgınlık dönemleri düzensizdir ya da hiç görülmemektedir. Hipofiz bezi vücudun hormon sistemindeki diğer organları da etkilediği için vücuttaki tiroid hormonu ve kortizol seviyeleri düşüktür. Ayrıca tiroid ve böbreküstü bezlerinde de zamanla küçülme meydana gelmektedir. Panhipopituitarizm meydana gelen köpeklerin ömürleri daha kısadır.
Şekersiz Diyabet
Şekersiz diyabet, bilinen diyabet hastalığı ile alakasızdır ve bu rahatsızlık insülin veya şeker metabolizması ile ilgili değildir. Diabetes insipidus olarak adlandırılan şekersiz diyabet, vücuttaki sıvı seviyesini kontrol eden hipofiz bezi hormonu vazopressin hormonu ile ilgili sorunlardan ortaya çıkar. Bu rahatsızlıkta hipofiz bezi yeteri miktarda merkezi diabetes insipidus üretemez ya da böbrekler nefrojenik diabetes insipidus hormonuna karşı normal tepkiyi vermez.
Şekersiz diyabet olan köpekler aşırı miktarda su tüketir ve bu nedenle yine aşırı miktarda idrara çıkar. Köpek aşırı susuz kalsa bile idrarı çok seyrektir. Normalde susuz kalmış hayvanların idrarı daha yüksek konsantreli olmaktadır. Aşırı susuzluğun ya da böbrek rahatsızlığının olmadığı durumlarda su yoksunluğu testinin çok dikkatli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Daha sonra hastalığın merkezinin diabetes insipidus kaynaklı mı yoksa nefrojenik diabetes insipidus kaynaklı mı olduğunu anlamak için ikinci bir test yapılır. Tedavide ise genellikle antidiüretik hormon gibi davranan desmopressin asetat kullanılır. Köpek sık idrara çıktığı için asla sudan uzak tutulmamalıdır. Şekersiz diyabet ölümcül değildir ve bu nedenle rahatsız olan köpeklerin ömrünü etkilemez.
Veteriner hekim kimliğiyle evcil hayvan sağlığı hakkında farkındalığı artırmak için Petlebi.com blog sayfasına yazıları ile değer katan Tuğba Şenol Dağdelen, evcil hayvanlarda hastalıkların önlenmesi, teşhis ve tedavisi, hayvan davranışları ve ferahı, evcil hayvanlarda beslenme ve diyeti özelinde çalışmalarını sürdürmektedir.