Kedilerin Kan Grubu Var mıdır?
Tıpkı insanların gibi kedilerin de kan grupları var. Kedilerin kan grubunu bilmek acil durumlarda zaman kazandırır ve müdahaleyi kolaylaştırır. Kedilerin kan grupları veteriner hekim tarafından, insanlar için uygulanan prosedüre benzer bir şekilde kolayca belirlenebilir. Kan gruplarının belirlenmesinde, alyuvar hücrelerinin zarında bulunan belirli antijenlerin varlığına ya da yokluğuna bakılır. Kan grubu sistemlerinin sayısı türler arasında değişiklik gösterse de kediler söz konusu olduğunda 4 kan grubundan bahsedilebilir.
Kedilerin Kan Grupları
Köpek kan gruplarından farklı olarak evcil kediler için bir adet kan grubu sistemi kurulmuştur. AB sistemi olarak adlandırılan bu sistem içerisinde belirlenen 3 adet kan grubu vardır. Bu kan grupları A, B ve AB olarak adlandırılır. Bu 3 kan grubu tanımlamasına MİK olarak adlandırılan bir kan grubu daha eklenmiştir. Ancak oldukça nadir görülen bu kan grubu hakkında çok detaylı araştırma ve bilgi yoktur.
Kedilerde kan grubu dağılımının bölgesel olarak farklılık gösterdiği bilinmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan kedilerin yaklaşık %99’unun kan grubunun A olduğu düşünülmektedir. Bölgesel dağılımın yanı sıra bazı ırklarda belirli kan gruplarının daha yaygın olduğu görülmektedir.
Kan grupları dağılımını en genel şekilde incelediğimiz zaman;
- A kan grubu için %40-90,
- B kan grubu için %10-30,
- AB kan grubu için %9,
- MİK kan grubu için %1’den az gibi bir dağılım olduğu söylenebilir.
Yapılan araştırmalarda Siyam, Tonkinese, Oriental Shorthair gibi ırklarda A grubunun, Cornish Rex, Devon Rex ya da British Shorthair ırklarında ise B grubunun daha yaygın görüldüğü ifade edilebilir.
Kan Grupları ve Kedilerin Sağlığı: Kediler İçin Kan Gruplarına Özel Durumlar
Kediler arasında AB kan grubu A ve B kan grubuna göre daha az görülürken MİK grubu ise çok nadir görülmektedir. Kediler arasında insanlardakinin aksine evrensel donör diye bir kavram yoktur. Çünkü kedilerin vücudunda kendi kan grubu dışındaki kan gruplarının antijenine karşı antikor mevcuttur. Hasta kedilerde kan grubunun belirlenmesi, donörlerin ve alıcıların eşleştirilmesine yardımcı olmak ve potansiyel hemolitik anemi riski taşıyan üreme çiftlerini belirlemek için yapılır.
B kan grubundaki anne kediler son derece güçlü anti-A tipi antikorlara sahiptir. Yavruların, erkek kediden Tip A alması durumunda, annede bulunan anti-A tipi antikorlar, anne sütü aracılığıyla yavrulara geçer ve bu da yavru kedilerdeki kırmızı kan hücrelerinin yok olmasına neden olur. Bu duruma Neonatal İzoeritroliz adı verilir.
Neonatal İzoeritroliz
Yenidoğan kedilerin bağırsağı, annelerinden “pasif koruma” alabilmeleri için sütteki antikorları emebilecek şekilde özel olarak uyarlanmıştır. Yani anne sütü ile bağırsakta emilen antikorlar yavru kediyi yaşamının ilk haftalarında hastalıklara karşı korumaya yardımcı olur. Bu süreç yavru kedi için çok faydalı olsa da bazen farklı kan grubuna sahip anne ve yavru söz konusu olduğunda yavru kedide bazı sorunların meydana gelmesine neden olur. B kan grubuna sahip bir dişi kedi farklı kan grubu olarak A grubundan bir kedi ile çiftleşirse doğan yavru kedilerin bazıları A grubundan, bazılarıysa B grubundandır. B grubundan olan yavrular için herhangi bir risk yokken A kan grubundan olan yavrularda uyumsuz kan nakli etkileri görülecektir.
Neonatal İzoeritroliz, A kan grubuna sahip bir anneden doğan B kan grubuna sahip yavru kedilerde ortaya çıkmaz. A kan grubundaki kediler B tipi kan hücrelerine karşı çok daha düşük antikor seviyelerine sahip olurlar ya da hiç antikora sahip olmazlar.
Kan Nakli: Olası Etkiler ve Riskler
Kedilerde kan nakline ihtiyaç, şiddetli kanama ya da bir sağlık sorununa bağlı olarak kırmızı kan hücrelerinde yıkım gibi durumlarda acil olarak gündeme gelir. Anemi tedavisi gibi durumlarda da kan nakli gereklidir. Kan pıhtılaşma bozukluğu olan kedinize kan naklini düzenli olarak yaptırmanız gerekir, bu tür durumlarda tekrarlanan kan nakli yapılır. Tam kan, kırmızı kan hücreleri, plazma ya da trombositler nakledilebilir.
Tüm nakil işlemlerinin herhangi bir yan etki ihtimaline karşı dikkatli gerçekleştirilmesi gerekir. Kan nakli esnasında en ciddi risk hemoliz adı verilen kırmızı kan hücrelerinin vücuda verildikten kısa bir sonra yok edilmesidir. Bu durum evcil hayvanlarda nadir görülse de risk olduğu unutulmamalıdır.
Diğer bir yaygın komplikasyon ise enfekte olmuş donörden nakil yapılması sonucunda bulaş gerçekleşmesidir. Aynı gruptan bağışçılar arasında gerçekleşen kan naklinde herhangi bir sorun yaşanmaması için kedilerin test edilmesi önemlidir. Kan nakli gerektiğinde sadece aynı kan grubundaki kediler eşleşmemeli, aynı zamanda donör tamamen sağlıklı olmalıdır.
Kan nakli esnasında çok fazla kan verilmesi hâlinde akciğerde ödem oluşabilir. Nadir olsa da kan nakline bağlı olarak görülen belirtiler arasında ateş, ciltte döküntü ve kusma yer alır.
Uzun yıllardır sağlık, teknoloji, tekstil, kozmetik, evcil hayvan sağlığı ve ürünleri ile ilgili içerik üreten Ayşegül Tunçay Bilcen, sosyal medya yönetimi ve dijital pazarlama alanında da uzmanlaşmıştır. İçerik üretimi ve evcil hayvan bakımı ile ilgili deneyimleriyle Petlebi.com blog sayfasında 2020 yılından beri blog içeriği yazmaktadır.